Bir süredir yazılı ve sözlü basında yoğun olarak yer alan, selim prostat büyümesinde “green light lazer ile buharlaştırma” tedavisi ve bunun topluma sunuluş biçimi ile ilgili olarak aşağıdaki hususları kamuoyu ile paylaşma gereği doğmuştur:
-
Selim prostat büyümesinin cerrahi tedavisinde altın standart transüretral elektrorezeksiyon (TUR: kapalı ameliyat) veya açık prostatektomidir.
-
Bu iki yöntemle tedavi edilen hastalarda eskiden yok iken yeni ereksiyon güçlüğü gelişme olasılığı %5’in altındadır.
-
Lazer enerjisi ile prostat cerrahisi, prostat kanseri tedavisinde kesinlikle yeri olmayan ancak selim prostat büyümesinde bir süredir değişik biçimlerde denenmiş, iyi seçilmiş hastalarda (kanama riskli hastalar, büyük prostatlılar) yeri olabileceği kabul edilmiş, hiçbir şekilde altın standart olmadığı belirlenmiş bir yöntemdir.
-
Greenlight (yeşil ışık) lazer ile evaporizasyon (buharlaştırma) henüz çok kısa bir geçmişe sahip, literatürde çok kısıtlı sayıda ve kısa dönem sonuçları bildirilmiş, uzun dönem başarısı belirsiz bir yöntemdir.
Bu bilimsel gerçekler ışığında greenlight lazer yöntemini selim prostat büyümesinde tedavisinde altın standart gibi sunmak, bu sırada uzun dönem sonuçların olmayışını dikkate almayıp, yöntemin asıl avantajının ereksiyon sorunu yaratmamak olduğunu vurgulayarak sanki klasik yöntemlerde bunun sıkça yaşanan bir sorun olduğu imasında bulunmak, böylece merkezde hemen hergün uygulanan klasik cerrahi yöntemleri ve onların uygulayıcılarını birden toplum gözünde sorgulanır hale düşürmek, bu iddiayı daha da güçlendirmek için işlemin yapıldığı günün gecesinde cinsel ilişkide bulunulabileceği gibi talihsiz bir mesaj vermek tarafımızdan özellikle toplumun yanlış yönlendirilmesi ve meslek etiği açılarından kabul edilemez bulunmuştur. Basının da bu gibi konuları ele alırken toplumu doğru bilgilendirme görevinin bilincinde olarak magazini bilime üstün kılmaması gerektiğini vurgulamak isteriz. Türk Üroloji Topluluğu yeniliğe belki de her camiadan daha açık olma özelliği ile toplum sağlığı gibi hassas bir konuda yeni bir yöntemi değerlendirirken zamanın sınavından geçmiş olması, yaygın ulaşılabilirliği, kamuya maliyeti gibi özellikleri de dikkate alarak kuşkusuz en doğru yargıya varacaktır.
Saygılarımızla,
Türk Üroloji Derneği Yönetim Kurulu